HÜSEYİN DEDE
çevirdim başımı baktım dağına
ağustosta fırtınalı karın var ,var hüseyin dede
eznos,yokuşun başı bir nefes geçtim
şehidimie biçilmiş kefenin dar,dar hüseyin dede
eteğinde viran yayalamız gördüm
doldu gözlerim,ömrümden ömürler verdim
karıç topraklarına şehitler aldın
yanık türkülerimde can,can hüseyin dede
doğun kireçli göl,ŞENKAYA yayla batın GAZİLER de bir garip çakır baba
ortada bir adide misali yükseltmiş HÜDAm
canımsın,cananımsın tel çiceğini koklatmam yada
sevdan yüreğimizi yaktı kavurdu vay,vay hüseyin dede
karamana ugradım pervanada çayırların biçtim
kurt yuvalarında oturdum sovuk sularından içtim
gevenli,çinçile oruc çayırlarında tarlalar biçtim
kara taşta hasretin kor ateş ,kor hüseyin dede
köyümüzün hali;ahvallik köylümüz yorgun ve bitap
mecliese ulaşmaz sesimiz eylesek hitap
bilmem hangi siyasiyle kavgamız ? hangi birine çatsak
şehitlerimiz hurmetine sen onlardan sor ,.sor hüseyin dede
sırtlar,ümmühan,çukurlardır bizim ovamız
kurak gitmeye görsün mevsim tarla çayır hep ellerimizle yolarız
umutlarımız seneye derde baştan savarız
muğudutun sıcagında sen bizi gör, gör hüseyin dede
kışla yeşil vadimiz baglarında meyveler yesem
koca elma agacına sırtımı yaslayıp hayalin kursam
mecliste bizlerdende bir şahsiyet görsem
sen bu rüyamı hayırlara yor, yor hüseyin dede
kuzeyler ,buyuk guney,basor otlagımız meramız
bir girdaptır düştük,tutunacak bir el bir dal ararız
yaralarımız kangırene bozmuş bilmem nasıl sararız
bu yaraları birazda sen sar ,sar huseyin dede
BİROL um arzu halim budur söyler yazarım
eee buyrun gelinde bu köye bir kader çizelim
dertlerimizi baş başa verelimde çözelim
elimden geleni yapıacagıma söz ,söz hüseyin dede
Yazarı : BİROL KARA YEŞİLKAYA KÖYÜ MUHTARI
BİZİM KÖY Kurumuş pınarlar sular akmıyor Selam versen kimse dönüp bakmıyor Keller bile artık şapka takmıyor Birde gel de bizim köyü şimdi gör Sararmış boz kırlar çiçekler solmuş Yıkılmış merekler toprakla dolmuş Bakımsız evleri virane olmuş Birde gel de bizim köyü şimdi gör Cemaat kalmamış cami dolmuyor Hasta olsan kimse hatır sormuyor Bayramların bile tadı olmuyor Birde gel de bizim köyü şimdi gör Yamaçlarda otlar sürü çobansız Sürülür tarlalar artık sabansız Birkaç ağaç kalmış onlarda dalsız Birde gel de bizim köyü şimdi gör İğde ağaçları çiçek açmıyor Çayırlarda kelebekler uçmuyor Paslanmış tırpanlar ekin biçmiyor Birde gel de bizim köyü şimdi gör Arılar çiçeksiz kovanlar balsız Aç kalmış itler onlarda yalsız Eşekler sıpasız kıratlar taysız Birde gel de bizim köyü şimdi gör Hasretlik yılmazın bağrını delmiş Yıkılmış kalesi virane olmuş Gençleri göç etmiş yaşlılar kalmış Birde gel de bizim köyü şimdi gör
UNUTTUM Hani bizim yaylalarda seyran ederken Kuzu güttüğüm çayırları unuttum Kolları sıvayıp orak biçerken Taşlı diken tarlaları unuttum Anamın yaptığı güzel yemekler Tereyağı doluydu çelmekler Yüzü yağlı pişmiş olan çörekler Pağaç katmer keteleri unuttum Topçuyla maralı geme koşardım Ön gemini sevinerek sürerdim Mayıslı elimle hıyar yerdim Elma erik vişneleri unuttum Tırmık dirgen get sırığı elimde Bıçak gibi kara masat belimde Peynir ekmek bi de soğan elimde Acı tatkı tereleri unuttum unuttum.. Cengiz der ki unuttuğum şeyler var Tavuk horoz keçilerle danalar Bizi büyüten ana ile babalar Eşi dostu ahbapları unuttum unuttum.. Cengiz Aynalı
Hoşlanırım Çiftçi gider tarlasına Yollarınrken hoşlanırım Gelin kızlar yaylasına Sallanırken hoşlanırım Çocuklar yatmamış ayık Seslerinden hoşlanırım Çiğ doldurmuş yayar yayık Ayranından hoşlanırım Sofradaki bir pağaca Başlananda hoşlanırım Peynir ekmek büyük lokma Dişlenende hoşlanırım Yetişmiş bir tarla Biçilende hoşlanırım Çok demlenmiş iyi çayı İçilende hoşlanırım Bahçedeki elmaları Taşlananda hoşlanırım Yere düşen ak elmayı Dişlenende hoşlanırım Cengiz der ki alabalık Tutulanda hoşlanırım Ayağına deri çalık Giyilende hoşlanırım.. Cengiz Aynalı
Dadaş 'a Sesleniş Ola gardaş, ola Dadaş, çok görestim ben seni, Saniram ki; sen bu anda demli çaylar içirsen. Okunmuştur şindi orda belki akşam ezani, Belki kalktın seyirlerde, şindi eve dönirsen. Fık-Fıklar 'da eşnen-dostnan Bar tuttuğun olir mi? Bar tutarken benim kimi gözün yaşnan dolir mi? Davul-Zurna coşa coşa Hoşbilezik vurur mi? Hasretlerde daha nasıl yandığımi bilmirsen. Dinnir misen sabahları Hırtızlı 'dan ezanlar? Ben dinnesem; benim bile gözlerimden yaş damlar, Hele bene haberler ver, ayağına gurbanlar, Erzurum 'a gelemedim, sense burya gelmirsen. Olir mi heç pazar güni Ilıca 'ya gettiğin? Başındaki teşgaleyi çermiklerde attığın? Serçeme 'ye gettiğinde çimenlerde yattığın? Yaradan 'a şükür et ki; sen de hasret galmirsan. Goşa goşa get Dumlu 'ya o buz gibi sudan iç, Bülirem ki; yoğurtları gine tıpkı bir kerpiç, Get şu Zök 'ün göllerine, yerime bir cala biç, Ordasan da, niye her gün Şellale 'ye varmirsan? Ola gardaş, ola Dadaş, ye yerime lavaşi, Doldur lori içersine, bas gövdeye termaşi, Aratmaz hiç sene babam gadayıfi, sülaşi. Acep orda halin nedir, diye niye sormirsan? Bilirmisen ne ediriğ bu yabancı ellerde? Et yiyirem, et et değil, yağ yiyirem, tad nerde? Yumurtalar suni yemli, sütler hille-millede, Porsiyonlar gılik kimi, on kab yesen doymirsan.
GÖRESTİM
Köyümün yamacı, karlı dağını, Taze yoğurdunu, peynir yağını, Dağda tarlasını, bahçe bağını, Görestim, görestim, göresim geldi. Yeşil ormanları, soğuk suları, Dağdan ot taşırdım ben de yazları Çamurlu yolları, tozlu yolları Görestim, görestim, göresim geldi. Derede çimerdim, çıkardım kıya, Tarladan yürürdüm, köye ben yaya, Soğuk su içerdim oh doya doya Şimdi çok görestim, göresim geldi. Bir başkadır bizim köyün havası, Dallarda ütüşür bülbül, kargası, İçimden çıkmaz ki köyün sevdası, Hasret kaldım şimdi göresim geldi. Bülbülün ötüşü, zarı başkaydı, Dikeni başkaydı, gülü başkaydı, Dumanı başkaydı, külü başkaydı, Görestim, görestim, göresim geldi. Ben Mıtınderliyim, göç eyledim yurdumdan, Anam boyun büktü, baktı ardımdan, Büyük şehir usandırdı canımdan, Köyün toprağını öpesim geldi.
Yar'a Beddua Ben sana vurgundum yüzün çevirdinBeni yaktın Allah seni de yaksınAlıp beni yerden yerlere vurdunBeni yaktın Allah seni de yaksınOğul büyütesin,barın olmasınBağbancı olasın,gülün olmasınSen bir kul olasın,dinin olmasınBeni yaktın Allah seni de yaksın.Güneşin doğsun da göremiyesinİştahın çok olsun yiyemiyesinAyakta durasın yürümeyesinBeni yaktın Allah seni de yaksınÇok güzelsin güzelliğin varBoylusun poslusun kibarlığın varBunlardan ötesi kafirliğin varBeni yaktın Allah seni de yaksınVer elini Aynalı'nın elineSanki kilit vurdun onun dilineArılar konmasın açan gülüneBeni yaktın Allah seni de yaksın.Cengiz AYNALI
YOKUŞUN BAŞI Uzak yokuşun başı Ah yaylalar yaylalar Meşhurdur karataşı Can yaylalar yaylalar Yıllardır gurbetteyim Ah yaylalar yaylalar Dinmez gözümün yaşı Can yaylalar yaylalar Pervanenin rüzgarı Ah yaylalar yaylalar Serin eser yelleri Can yaylalar yaylalar Ne de güzel açıyor Ah yaylalar yaylalar Dağlarının gülleri Can yaylalar yaylalar Berlikte kuzu meler Ah yaylalar yaylalar Sesi bağrımı deler Can yaylalar yaylalar Gurbet elde kârım çok Ah yaylalar yaylalar Keyfim yok neye yarar Can yaylalar yaylalar Yayla suyun serindir Ah yaylalar yaylalar Çayır otlak derindir Can yaylalar yaylalar Sallanarak biçerdim Ah yaylalar yaylalar Tam Cengiz'in yeridir. Can yaylalar yaylalar. Cengiz AYNALI
ORDA ÖLSEYDİM Orak alıp tarlalara Gitseydim orda ölseydim Tırpan ile çayırları Biçseydim orda ölseydim Çiçekleri benek benek Papatyalar öbek öbek Ben soframda kuru ekmek Yeseydim orda ölseydim Serinden eser yelleri Hoş kokulu çiçekleri Koyun kuzu keçileri Gütseydim orda ölseydim Güvenirim kardeşime Selam olsun sırdaşıma Esir oldum gözyaşıma Silseydim orda ölseydim. Cengiz'im ben kaldım darda Gençlik bitti oldum hurda Sığırlara ben ahırda Baksaydım orda ölseydim.
Cengiz AYNALI
SIR Bu bir gizli sırdır attım içime Bilmem ki o yarın bunda sucu ne Uzatsam elimi siyah saçına Saçları dağılsa kızar mı bilmem Yavaşça oturdum aşk masasına Elimi uzattım dert kasasına Sorup soruştursam baş ustasına Benim de derdimi yazar mı bilmem. Aynalı kül oldum tütmüyor baca Her an için muhtaç oldum ilaca Kalbim problemdir gönlüm bulmaca Kimse bulmacamı çözer mi bilmem. OZAN Cengiz Aynalı
Çitin; adi çeper;, oğlak da gıdik Tay'a kurik derler, köpeğe gudik Fasulye, löbye, bulgura hedik Mantıya da hıngel diyorlar bizde... Telis, çuval demek pingel de folluk Bütüne tomari, tuluma tuluk Civcivlere cücük, hindiye culluk Patatese kartol diyorlar bizde... Un çobası herle, ahır bizde kom Bacaya buhari, leviye'ye lom Dantel tentene, tuman ise don Bedduaya gargış diyorlar bizde... Sofra bezi dastar, samanlık merek Demin'e bayah, sergene terek Çaydanlığa çaynik, kovaya külek Havluya da peşkir diyorlar bizde Dilsizin adi lal, görmiyene kor Yoğurt suyu şüjük, öksürük de çor Banyo yapmak çimmek, peynire lor Mızıkçıya cığız diyorlar bizde... Sos: anık ve urva, kirişe hetil Geçen yıla bıldır, yatağa mitil Kahverengi gavut, bakraca sitil Yolluğa da cecim diyorlar bizde... Elbise entari, yumağa kelep Koyunlara davar, sürüye celep Çamaşıra esbab, çapraza vereb Rüzgara ülüzgar diyorlar bizde... Mandalara camış, kediye pisik Sofralara peşkin, danaya mozik Kuzu ve dananın yatağı kozlik Divanlara seki diyorlar bizde... Dağ eriği sarol, çeşmeler göze Annemiz aba'dır, tezyemiz eze Halalara bibibi, tazeye teze Bayata da kerti diyorlar bizde...
ANONİM