Yesilkaya Web Sitesi
YEŞİLKAYA KÖYÜ  
  ANASAYFA
  KIM NEREDE
  Ziyaretci Defteri
  ILETISIM FORMU
  A N K E T
  Foto galerim
  Köyümüzün Semtleri
  SOYAGACI
  Senkaya Köyleri
  Siirler
  Tarihce
  Yemeklerimiz
  Yöresel Bilmeceler
  Yöresel Lehce
  Erzurum Efsaneleri
  UYDU GÖRÜNTÜLERI
  Gizlilik Politikası
Yöresel Lehce

YÖRESEL LEHÇE        :

  • Sınıhçi        :Kırıkçı
  • Soğumsuz   :Sabırsız
  • şağıldahli : pis adam
  • şergada : akla gelmeyen işler yapan
  • tanko : sosyetik
  • termaş : şanslı
  • uşağ : çocuk
  • vola : ulan
  • yelloz : müflis
  • yegin : aceleci
  • zenne : kadın
  • ağıl : yazın hayvanların koyulduğu yer
  • ahbun : hayvan gübresi
  • kırpon: kir
  • avlu : evin giriş salonu
  • ayvan odası: boş oda
  • baca : dam
  • bardan : büyük çuval
  • berf : kar
  • bedire : kova
  • cağ : şiş
  • cankgal : zincirli iki ucuna kova takılan uzun çubuk
  • ceferlik : odunluk
  • cılga : pulluk
  • cıstik : erkek ayakkabısı
  • çangıl : zil
  • çenebit : camdan ekmek kabı
  • çermik : kaplıca
  • damçil : damla
  • tastar : hamurun üstüne örtülen örtü
  • dıldılık : ince elbise
  • dibek : öğütme aracı
  • düllük : düdük
  • eğiş : tandırdan eşya veya ekmek çıkarmak için kullanılan araç
  • enek : sapanın toprağı yaran kısmı
  • fırfırik : topaç
  • galah : tezek yığını
  • geven : deve dikeni
  • gobçe :düğme
  • gullep : kapı demiri
  • gurna : kurna
  • hagos : tarla sulama arkı
  • halhal : bilezik
  • hamayıl : boyuna asılan muskalı gümüş kap
  • hepenk : kepenk
  • hemecik : bebek oyuncağı
  • hesir : otlardan yapılmış sergi
  • hıbar : duvar dizmede büyük taşlar arasıra konan küçük taş
  • hış : köpeklerin boynuna takılan demir
  • him : temel
  • hozan : sürülmemiş tarla

 

 

YÖRESEL SÖZLÜK

 

-A-

AĞIRSAĞ : Teşinin başına geçirilen, parça.
ANIK : Bişmemiş ekmek.
AŞOTU: Ayranlı çorbaya, konan ot.
ABA: Anne
AĞA: Baba
ALAF: Hayvan yemi
ANDER: Kötü şey, pis şey.
AŞUĞ: Oyun oynanan hayvan kemiği.
AVARA: Boş, işsiz.
AYARTMA: Kandırma
AHBUN: Gübre-Sulanabilir tarla.
AZIK: Yolcu Yemeği
ARUŞTAĞ: Tavan arası
ALMA URUBİ: Bir çeşit marmalet.
AĞNAĞAZ: Değirmenden çıkan kaba un.
ANTIK: Küvlenin karşısına konan yaş tezek.
 

 

 

-B-
 

 

 

BILLIK: Ufak
BORANİ: Bir Yemek Adı
BULGURLİ: Bir Yemek Adı
BÜGELEK : İri sığır sineği
BASMALIĞ: Tezek yapımına ayrılmış boşluk.
BÖCÜK: Böcek
BOYNUK: Boynu eğri.
BALAM: Oğul
BAYAHTAN: Demin biraz önce
BEDURE: Kova
BILDIR: Geçen sene, Geçen yıl.
BACI: Kız kardeş
BACANAH: İki bacıdan evlenenlerden herbiri.
BUYMAK: Donarcasına üşümek.
BOY: Bir çeşit hayvan yemi.
BASMA: Tezek yapımı için, gübrenin yayılıp çiğnenmesi.
BİBİ: Hala, Babanın kardeşi
BÜH: Baykuş
BENNEN: Benimle
 

 

 

-C-Ç-
 

 

 

ÇORÇOROS: İşlerin çok kötü olması,berbat.
CANGIR: Açık mavi renkte gözü olan kimse.
CAMEŞ: Erkek Manda
CÜMCÜK: Sıkmak, cimdik.
ÇALAĞAN: Çaylak-Kartal
CULUĞ : Hindi
CECİM : Kıldan dokunan kilim.
CECÜK: Kasık
CIRNAĞ: Tırnak-Kedi benzeri hayvan tırnağı
CAFERLİK: İhtiyat askerliği
CITTI-BITTI: Saklambaç oyunu
CENDEK: Ölmüş hayvan leşi
CUMURLAMA: Pataklama –Ufalama
ÇINGIL: Koyunların boynuna takılan çıngırak.
CÜCÜK: Tavuk yavrusu- Civciv
CIBIL: Yoksul, Kimsesiz.
CIRIK: Bez parçasından yırtılan parça.
ÇID: En uç
CICIĞ: Süslü, Güzel, iyi
CAVRAMAK: Gayret etmek, Azmetmek.
CILDIK: Elbisenin yırtık eteği
CIRBIT: Gözdeki çapak
ÇİRİŞ: Yerli prasaya benzeyen ot-sebze
ÇAŞUR: Yemek yapılan bir kokulu ot çeşidi.
ÇİMMEK: Yıkanmak
ÇETEN: Saman taşınan araca yapılan yanlık.
ÇAR: Çarşaf baş örtüsü
ÇOROŞ: En az iki çift koşu malı ile çekilen Pulluk.
 

 

 

-D-
 

 

 

DASTAR: Hamur konulan örtü
DÖŞÜRMEK: Toparlamak, Toplamak, Devşirmek
DADANAĞ : Çıkarılmış öküz tırnağı
DİRGEN: Ot, Saman aktarılan kab.
DADAĞ : Çocuk maması
DEBBE : Bakırdan yapılmış kab
DEĞİRMİ: Yuvarlak
DUVAĞ: Güveç yada küp kapağı
DÖĞMEÇ: Bir çeşit yemek
DULUNMAK: Suya dalmak
DADIRAĞ: Kuru, bir çeşit yaban yemişi
DÜRÜM: Tandır ekmeğiyle yapılan burmaç.
DÜĞE: İki yaşındaki, dişi dana
DODUK: Ayak
DIRCIK : Baldır, Topukla dizin arasının arkası
DAG : Şeker Pancarı
DARGUN: Bir çeşit ot
DEHRE: Ufak Balta
DEMİRLİ: Tahıl ölçü birimi
DÜĞÜRCÜK: Çekilmiş bulgurun en incesi
DÜVÜRCÜ: Gelin getirmeye giden..
DADACUĞ: Ekmeğe yapılan katık
DİL DİBEGİ: Her şeye cevap verme, söz altında kalmayan.
DİDİLİ DIRNAĞ: Tırnaklarıyla çabalamak.
DINGINI BOZMAMA : Umursamama
DILÇİ: Çok gezen, çok konuşan
 

 

 

-E-
 

 

 

EMİ : Amca
EGİŞ: Bir ucu yassı, bir ucu kancalı tandır ALti.
EVELİK: Dolma sarılan bir yaprak.
ESGÜK : Noksan
EBEM EKMEĞİ: Bir kır sebsezi
EVLEK: En ufak ekim sakası
ERİŞTE: Yerli Makarna
ENÜK: Hayvan yavrusu-Çocuk
EZGERTMEK: Ağırlamak, izzet ikram etmek
EZE: Teyze
ERGİŞİ: Koca-Erkek
EYVETİ: Acele Çabuk
ESKÜK ETEK: Kadına verilen isim
EMEN: Bir çeşit oyun, Bir iş yeri
EVMEK: İvedilemek
 

 

 

-F-
 

 

 

FİZAH: Feryat
FIŞKİ: Kuru ve hayvan gübresi
FENNOS: iyi ve güzel gaz lambası
FERZENK: Kötü kadın
FIRIÇ: Oruç bozma hali
FISTILIK: At ve eşek gübresi
FİSKE: En eski lamba türü –Hafif vurma
FISTIKLAMA: Durup dururken çifte atma
FIRT: Yudum
FIR: Kağnının sabit tekerleği
FİRAK: ayrılık
FERİK: Civcivin biraz büyüğü
 

 

 

-G-Ğ-
 

 

 

ĞANAYAĞLİ: Zavallı, çaresiz kadın
GEJGERE: Yük taşınılan yayvan araba üstü
GAB: Sığır bağlamaya özgü, çubuk
GOT: Bir ölçek
GOGOL: Tandırı çilalayan taş
GAFUGA: Güğümün küçüğü
GİNCOROP: Tarlada biten bir çeşit yemiş
GALACOŞ: Bir çeşit yemek
GADAK: Mandanın yavrusu
GIRDAN: Burulmuş Manda
GUMBUZ: Yumruk
GADA: Büyük erkek kardeş
GELEVİN: Tarla faresi
GUNDUL: Yuvarlak
GOLLUK: Kuyruğu kesilmiş
GALİF: Bağ kulubesi
GALMAŞ: Harmanda gençlerin hakkı
GUGGİ: Bir nevi kuş
GAV: Tandır yapılan toprak
GUDUK: Küçük köpek
ĞALAĞ: Kubbe şeklinde örülmüş tezek yığını
GINDIRA: Hasır dokunan ot
GÜMAN : Umut
ĞEŞMER: Komik Şakacı
GORUNGA: Hayvan yemi ot,
GANDIRIF : Boyunduruğa bağlanan kayış
GÖVEÇ: Yemek pişirilen toprak kab
GENDİME: Kabuksuz buğday
GELBERİ: Kül çeken alet
GÜGÜM : Su kaynatılan boğazlı bakır demlik
GUCUK : Şubat ayı
GUGUL: Teknenin dibinde kalan hamurdan yapılan ekmek.
GIDIK : Keçi yavrusu
GOBAL: Ucu toparlak sopa
GUZZUK: Kanbur
GABALA: İşi götürü olarak alma.
GILLAMAK: Yuvarlamak
GOVİ: Damak güveyi
GAGART: Çengel
GALAT: Büyük sırt sepeti
GÜMANLI: Hamile, gebe
GILDIK: Davar pisliği
GIDIK: Çene altı, gerdan
GIVIK: Topaç
 

 

 

-H-I-İ-
 

 

 

HETİRCEK: Tandır ızgarası
HERSE : Gendime ezmesi, Bir yemek
HOGAL: Taştan saçak
HODAĞ: Çiftçilikte ücretle tutulan uşak.
HOLTEĞLEMEK: Atmak, Savurmak
HENEK: Şaka
HERGOS: Pulluğun açtığı iz
HAŞIL: Bir çeşit yemek
HÖLLÜK: Bebeklerin altına konan toprak
HEREK: Güneşlenmek, rahatlamak
HARBİ : Hızlı çabuk
HİM: Temel
HAÇAN: Madem, mademki
HERK: Sürülmüş tarla
İŞLİK: Gömlek
İRAPATA: Tandıra ekmek yapıştırmaya yarar Yastık
İMİRDOLMASI: Bir çeşit yemek.
ILINCAK: Çocukların sallandığı salıncak beşik.
HEKAT: Hikaye
 

 

 

-K-
 

 

 

KİL: Hamamda kullanılan toprak Bir çeşit Bayburt Şampuanı
KARTOL: Patates
KAHMUT: Tarlada olan bir çeşit yemiş
KENGER: Bir çeşit bozkır bitkisi
KELMAH: Saman eleyen kalbur
KORVEZEL: Tekeri mazıdan çıkarmayan tahta çivi
KALUK: Eski Ayakkabı
KOLUKTURMAK: Şevkini kırmak, moralini bozmak
KULAĞ: Hoşaflık elma kurusu
KIRIK: Kısaltılmış tüy
KERSELE: Huysuz kadın
KOP: Kağnı arabasının uzayan tahtası
KERTİ: Bayat
KÜLÜR: Bezelyeye benzer hayvan yemi
KUD: Geç yürüyen çocuk –Kötürüm
KEFTER: İhtiyarın çirkini
KOKOÇ: Kuşburnunun kurusu
KOTAN: Pulluk
KAVUT : Kavrulmuş buğdayın, üğütülmüşü
KIRIZ: Saçı dibinden kesilmiş
KÜVLE: Tandırın hava deliği
KAVURGA: Kavrulmuş Buğday
KELEM: Lahana
KOPUK: Lahana sapının yenir tarafı
KERME: İyi çiğnenmiş, koyun tezeği
KURUT: Topak halinde kurutulmuş, yoğurt
KIRKIR: Serçe
KURUN: Taştan, su deposu
KERSEK: Sertleşmiş toprak parçası
KURUK: At yavrusu tay
KÜSPE : Bir çeşit hayvan yemi
KELTE: Çok bilmiş genç kız
KIKAN: Diken
 

 

 

-L-
 

 

 

LOBİYA: Fasulye
LOR: Çökertilmiş süt, çökelek
LOR DOLMASI: Bir çeşit yemek
LAVAŞA: Çifte atan hayvanları nallarken ağzına takılan kıskaç
LAZUT: Mısır
LALUK: Peltek konuşan
LÜLÜK: Çeşmenin su akan kısmı
LIĞ: Cıvığ ve derin çamur
LILIĞ: Tirit hali
LAVAŞ: Tandırda yapılan ekmek
 

 

 

-M-N-
 

 

 

MOZUK: Bir yıllık dana
MALUĞ: Ganderif kayışını kitleyen toka
MASTA: Sığır sürmeye özgü sopa
MEDEK: Dişi Manda
MARABA: Ortakçı
MİLTAN: Gömlek
MANTİ: Bir yemek
MODUL: Masta, sığır sürmeyen yarar, sopanın ucuna takılan çivi
MARAN: Kağnı
MAYIS: Yaş sığır gübresi
MAHRAMA: Büyük Mendil
NANEHİR: Evlilik çağına gelmiş kız
MALAMAT: Kusurların ortaya çıkması
NUZUL: Felç vurması
 

 

 

-P-R-
 

 

 

PİSİK: Kedi
PÖHÖRÜK: Soba bacası
PAHAR: Pınar Çeşme
PIRTİ: Giyilecek şeylerin bütünü
POÇÇUK: En geri, en son
PÜRÇÜKLİ: Havuç
PİN: Kümes
PART: İri yığın halinde
pİRPİRİM: Dağınık
PERİKTÜRMEK: Dağıtmak
RAPATA: Tandıra ekmek yapıştırmak için yastık
pİNDİREK: Uzun ve büyük olan burun..
 

 

 

-S-Ş-
 

 

 

SEKÜ: Ahırdaki yüksekçe yer
SİRKE: Yeni doğmuş bit yavrusu
SAMİ: Sığır bağlamaya mahsus odun
SAMBAĞI: Sığır bağlanan odunun ucundaki bağ
SAŞMA: Tezek kırıntısı
SÜMSÜK: Dürtme, yumrukla vurma
SİTİL: Süt, yoğurt kabı, bakraç
ŞURT: Tandırın üst kenarları
ŞİŞEK: Bir senelik dişi kuzu
ŞOŞARTMAK: Abartma, mübalağa etmek,
SÜKEM: Nezle, grip gibi hastalık.
SÖVE: Kapı kenarı, pervaz
ŞOĞURT: Salya
 

 

 

-T-U-Ü-
 

 

 

TANDIR : Gavdan yapılan yere gömülerek içinde ateş yakılıp ekmek, yemek pişirilen ocak
TEPME : Basmalığda bel küreğiyle muntazam kesilen tezek nevii
TAPAN : Ekimden sonra tarlayı düzleyen alet.
TEN: Nem
TAR: Tavuk tüneği, Öküz arabasında uzun tahta
TAVA BİŞESİ: Bir çeşit hamur işi yemek
TIRHIÇ: Evlerin kapılarına takılan parmaklık
TEZEK: Hayvan gübresinden yapılan yakacak.
TECİR: Mutfak tereğinin en altı
TEPİR : Tahtadan oyularak yapılan tepsi
TEHMÜK: Tekme
TIĞ: Sürüldükten sonra, harmanda yığılan buğday saman yığını
TETİK: Kedin ön ayağı
TUĞS : Yumurtaya yatacak tavuk, kıvama gelmiş tavuk
URUP: Œ ölçek

 

 

URBA: Elbise
 

 

 

-V -
 

 

 

VIZZIK: Boyunduruktaki tahta çivi
VAHTULİ: Bahti açık, talihi yaver
VİYANA: Hayret nidası
 

 

 

-Y-
 

 

 

YAMAK : Küçük yağ kabı
YAĞIRNİ: Sırt
YAVUŞAĞ: Bit yavrusu
YAYIK: Yoğurdu yağ ve ayran haline getiren alet
YANSILAMAK: Taklit etmek
YEYLİK: Hafif
YABAN TEZEĞİ : Kendiliğinden yabanda olan tezek.
YEMLİK: Tarlada biten bir çeşit ot.
YALAĞ: Hayvanların su içtiği yer
YAZI: Düzlük ova
YAPMA TEZEK: Duvarda kurutulan hayvan gübresi (Elle yapılıp, duvara yapıştırılır)
 

 

 

-Z-
 

ZIRZA: Kapıyı söveye bağlayan kol
ZAP: Kalın ve iri küp
ZÜRBİYE: Süt ve balın karışması
ZAKAR: Honi
ZAĞAR: İri kafalı ve şişman köpek
ZULA: Gizli kasa
ZİRON: Mahalli yemek .
 


 

 
  İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy


 
Bugün 5 ziyaretçisitemizi ziyaret etmiştir.Teşekkür ederim.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol